Sağlıkta Şiddet; Caydırıcı Cezalarla Önlenir
30 Ekim 2018, Salı

Sağlık hizmetlerinde yaşanan şiddet olayları ve bu şiddetin sona ermesi için, Sağlık-Sen olarak büyük bir mücadele veriyoruz. Geçmişte yaptığımız çalışmalarla sağlıkta şiddet uygulayanların tutuklu yargılanmasını sağlayan yasal düzenlemenin hayata geçmesini sağladık. Ancak bir uygulama bütünlüğü sağlanamadığı için, sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların tutuklu yargılanması uygulanamadı. 

TBMM’ye bugün verilen ‘Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nde sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik, 3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun Ek 12. Maddesine bir fıkra daha eklenmiştir.

3359 Sayılı Kanunun Ek 12. Maddesi’nin Mevcut Hali Şu Şekildedir:

Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında tutuklama nedeni varsayılan suçlardandır. 

Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personel, bu görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun uygulanmasında kamu görevlisi sayılır.

Teklifle 3359 Sayılı Kanunun Ek 12. Maddesi’ne Eklenecek Madde ise Şu Şekilde: 

Sağlık Kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle kasten işlenen suçlardan şüpheli olanlar, kolluk görevlilerince yakalanır ve gerekli işlemleri yapılarak Cumhuriyet başsavcılığına sevk edilir. Cumhuriyet savcısı adli işlemleri tekemmül ettirir. Bu suçların soruşturmasında, kolluk tarafından müşteki, mağdur veya tanık olan sağlık personelinin ifadeleri işyerlerinde alınır. Bu fıkra hükmü, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle kasten işlenen suçlar hakkında da uygulanır. 

Eklenen düzenlemeyle; şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarının, şikayetçi olma ya da ifadesini vermek için, karakola gitme zorunluluğunun kaldırılması ve kolluk tarafından ifadesinin çalıştığı yerde alınacak olmasıdır. Bir başka düzenleme de, sağlık çalışanına şiddet uygulayan kişi kolluk görevlilerince yakalandıktan sonra gerekli işlemleri yapılmak üzere, doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilecek. Bu şekilde sürecin hızlanması sağlanmış olacaktır.

Sağlıkta şiddetin önlenmesi için, daha kalıcı ve caydırıcı önlemler alınmalıdır. Sağlık-Sen olarak, bu yöndeki çalışma ve tekliflerimizi değişik zamanlarda kamuoyuna açıkladık. Bu tekliflerimizden bazıları; sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların tutuklu yargılanması, acil sağlık hizmetleri dışındaki 6 ay süreyle sağlık hizmetlerinden ücretli faydalandırılması ve sonraki sağlık hizmeti alma başvurularında bu hizmetin kolluk kuvvetleri nezaretinde verilmesidir.

TBMM’ye verilen kanun teklifini, şiddetin önlenmesine yönelik iyi niyetin göstergesi ve bu yönde atılmış olumlu bir adım olarak görüyoruz. Ancak, söz konusu kanun teklifinin TBMM komisyon görüşmeleri sürecini yakından takip ederek, talep ve önerilerimizin kanun teklifine eklenmesi için çalışacağız.

AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ ÇALIŞANLARININ İZİN DÜZENLEMESİ DE YER ALIYOR

Kanun teklifinde ayrıca aile sağlığı merkezi çalışanlarının yıllık izin sürelerine yönelik düzenleme de yer alıyor. Teklife göre, bir yılda kullanılabilecek izin süresi 30 gün, buna ek olarak 5 günlük kongre ve seminer izni getirilmekte. Bu izinlerin kullanılmış olması durumunda, ek 5 gün de mazeret izni kullanma hakkı veriliyor. Yapılacak başka düzenlemeyle de; evlenme, ölüm (birinci derece yakın), doğum ve emzirme hallerinde 657 Sayılı Kanun’un 4-B maddesi kapsamındaki sözleşmeli personele ilişkin izin hükümlerinin uygulanması hayata geçecek. Teklifteki bir başka değişiklikle de, sendikamızın Kurum İdari Kurul Toplantısı kazanımı olan, aile sağlığı elemanı ibaresinin, aile sağlığı çalışanı olarak değiştirilecek olmasıdır.

PAYLAŞ :