Hoş Geldin 11 Ayın Sultanı

 

Rahmet, bereket ve af kapılarının sonuna kadar açıldığı mübarek Ramazan ayına giriyoruz. Maddi ve manevi sayısız güzelliklerin yaşandığı ramazan ayı; eskimez öğüt ve çağrısıyla her dönem insanlığı aydınlatan, rehberliğiyle insanlığı mutluluğa ve huzura götüren, taşıdığı değer ve anlamlar, getirdiği ahlak ve erdem ilkeleriyle daima taze ve yeni kalan Kur’an’ın indirildiği bir aydır.

 

Ramazan ayını diğer aylardan ayıran özelliklerinin başında rahmet, merhamet, bereket ve günahların af olunmasına vesile olması gelmektedir. Baştan sona bir feyz, rahmet ve bereket mevsimi olan bu günlerde iradeleri güçlendiren oruç, cömertliği, ikramı ve paylaşmayı öğreten iftar, ibadetin neşe ve coşkusunu bütün topluma yayan teravih, hayır ve bereketin ne olduğunu gösteren sahur, bütün bu yüksek değerlerin manevi dünyamızı kuşattığı Kadir Gecesi, akıl ve gönülleri manevi bir atmosferde zirveye taşıyan ve dinî duygunun kolektif olarak paylaşılmasını sağlayan hatim ve mukabeleler, toplumun sosyal yaralarını saran zekât ve fitreler, toplumun birlik ve beraberliğini pekiştiren bayram ile Ramazan ayı, ferdi hayatta dindarlığın, sosyal hayatta dayanışma ve kaynaşmanın yoğun olarak yaşanmasına ve Müslümanlar olarak arınma ve yenilenme bilincimizin tazelenmesine vesile olur. 

 

Ramazan ayını diğer aylardan ayıran en önemli özelliği oruç ayı olmasıdır. Zira oruç ibadeti, bu ayın en temel ibadeti olarak yaşanmaktadır. Aslında oruç ibadeti İslam’ın şartlarından birisidir. Onun tutulduğu ay da ramazan ayıdır. Bu gerçeklik Kur’an-ı Kerim’de, “Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı…). (Bakara, 183-184) Ayetlerden de anlaşıldığı üzere ramazan ayı denildiğinde ilk akla gelen, oruç ibadeti olmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) de “Bir kimse, ramazanın faziletine inanarak ve mükâfatını umarak oruç tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Savm, 6; Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 175) Yine bir başka hadislerinde Hz. Peygamber (s.a.s.), “Her kim inanarak ve ecrini yalnız Allah’tan umarak ramazan ayını ibadetle geçirirse, geçmiş günahları mağfiret olunur” buyurmuşlardır. (Buhârî, Îmân, 27; Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 173)

 

Sevgi, saygı, hoşgörü, adalet, hak ve benzeri gibi değerler toplumsal olarak bizi ayakta tutan ana öğelerdir. Barışın ana unsurları olan bu değerler toplumları ayakta tutar. Zedelendiği ortamlarda ise hayat endişeli, huzursuz ve güvensiz olur. O nedenle huzurlu bir toplumsal ortamın oluşmasında Ramazan ayı gibi manevi ortamlara ihtiyaç vardır. Zira Ramazan atmosferi insanların nefislerini dizginleyerek, yumuşamasına ve ahlaki değerler çerçevesinde davranılmasına imkân sağlar.

 

Sağlık-Sen olarak, mübarek Ramazan ayının başta sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarına olmak üzere bütün İslam âlemine ve insanlığa huzur, barış ve bereket getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ederiz. 

 

  • PAYLAŞ :