Kamu Personeli Danışma Kurulu Öncesi Taleplerimizi Bakan Çelik’e İlettik

Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, Kamu Personeli Danışma Kurulu öncesi sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının taleplerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e iletti.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI FİİLİ HİZMET ZAMMINDAN YARARLANDIRILMALI

Görevi sadece insanı yaşatmak olan ve her türlü mekan ve koşulda görevlerini fedakarca sürdüren çalışanlarının yıpranmışlığının polislerle aynı seviyede olduğuna dikkat çeken Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, fiili hizmet zammının sağlık çalışanlarına verilmesi talebini yineledi. Memiş, gazeteci ve milletvekillerine verilen fiili hizmet zammından sağlık çalışanlarının da yararlandırılması gerektiğini ifade etti.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş ayrıca görevde yükselme sınavını kazanan ve ataması yapılmayan 2351 kişinin VHKİ kadrosuna atamalarının yapılması, vekil ebe hemşire ve kamu personeli olmayan aile sağlığı çalışanlarına kadro verilmesi, döner sermaye ek ödemelerinden vergi kesintisi yapılmaması başta olmak üzere taleplerini bir dosya haline Bakan Çelik’e iletti.

MEMUR-SEN GENEL BAŞKANI GÜNDOĞDU TALEPLERİNİ BAKAN ÇELİK’E SUNDU

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile görüşerek Kamu Personel Danışma Kurulu öncesi Memur-Sen’in taleplerini iletti. Genel Başkan Gündoğdu, akademisyenlerin mali hakları,4C’ye kadro, iş ve meslek danışmanlığının maaş sorunları, sicil affı, bir derece verilmesi gibi birçok konuyu içeren raporu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e sundu.  

İŞ VE MESLEK DANIŞMANLARININ SEVİNÇLERİ YARIM KALDI

Kadroya alınan iş ve meslek danışmanlarının sevinçlerinin yarım kaldığını ifade eden Gündoğdu, “300 binin üzerinde arkadaşımızı bizim talebimiz sizin de gayretinizle kadroya geçirdik. Hükümet, sözleşmeli çalışanların kadroya geçişi ile ilgili isteğimizi yerine getirdi. Hükümete bu çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum.  Sayın Başbakanımızdan ve sizden Allah razı olsun. Bütün sözleşmeliler kadroya geçtikleri için sevinirken, iş ve meslek danışmanlarının sevinçleri yarım kaldı. Kadroya geçtiği için maaşları düşen bakanlığınıza bağlı iş ve meslek danışmanları var. İş ve meslek danışmanlarının alımlarına ben de katıldım. İş ve meslek danışmanlarımızın kadroya geçmelerine Memur-Sen olarak çok sevinmiştik, çok heyecanlanmıştık. Bu arkadaşlarımıza hep beraber mükemmel bir iyilik yaptık. Onları iş güvencesine, kadroya kavuşturduk ama maaşları 800 TL düştü. Kadro veriyorum ama paranı kesiyorum manası çıktı buradan. İş ve meslek danışmanları paramız kesilmesin diyor. Para verdik kadro da istemeyin de demeyelim. Kadro verdik paranızı da düşürüyoruz demeyelim. Sosyal devlet ilkeleri açısından, bu durumu doğru bulmadığımızı ifade ediyorum. Bu arkadaşlarımızın maddi anlamda kayba uğramaması için Memur-Sen olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çalışma yapmasını istiyoruz” dedi.

4/C Lİ’LERE  KADRO VERİLMELİ

4/C kapsamında istihdam edilen geçici personel ile diğer kurum ve kuruluşlardaki 4/C statüsündeki kamu görevlilerinin kadroya geçirilmesine yönelik talep ve beklentileri için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın harekete geçmesi gerektiğini belirten Gündoğdu, “Toplu sözleşmede 4/C’lilere yüzde 50 zam aldık. Üzerine de onlara kadroyu vermemek olmaz. Burada bir çelişki var. Bu çelişkiyi ortadan kaldırmamız gerekiyor. Memur-Sen’in talepleri ve Bakanlığınızın gayretleri neticesinde Toplu Sözleşme masasında 4-C’lilerin bekâr olanlarına 253 TL net, evli 2 çocuklu olanlarına da 493 TL net zam aldık. 4/Cli’ler zam için teşekkür ediyor” ifadelerini kullandı. 4/Cli’ler için kadro mücadelelerinin devam ettiğini belirten Gündoğdu, “Biz daha önce 300 bin kişinin kadroya geçişine öncülük ettik. 4/Cli’lerin de kadroya geçmesi için Memur-Sen olarak mücadelemize devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

AKADEMİSYENLERİN DURUMU İYİLEŞTİRİLMELİ

Akademisyenlerin durumunun iyileştirilmesini ifade eden Gündoğdu, geçim sıkıntısı çeken bir akademisyenin bilimsel çalışma yürütmesinin mümkün olmadığını söyledi. Gündoğdu, bugünkü ücret yapısı ve mali haklar göz önüne alındığında öğretim üyeliğinin cazip ve öncelikle tercih edilen meslekler arasında yer alma imkanına sahip olmadığını kaydetti. Gündoğdu, “YÖK’ü de kapsayan daha geniş bir çalışma yapalım diye Toplu Sözleşme döneminde karar almıştık. YÖK başkanı ile bu konuda fikir birliğine varmıştık. YÖK Başkanı ile birlikte düzenlediğimiz bir basın toplantısıyla Eğitim-Bir-Sen’in akademisyenlerle ilgili çalıştayının raporunu kamuoyuyla paylaşmıştık. Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen olarak üniversitelerde görev yapan profesörlere verilen maaş 4 bin 702 TL’den 2014 yılı ocak ayı itibariyle 5 bin 431 TL’ye çıkarılmasını talep ettik. Doçentlerimize verilen 3 bin 369 TL olan maaşlarının Ocak 2014 itibariyle 4 bin 98 TL’ye, yardımcı doçent maaşların da 2 bin 701 TL’den 3 bin 430 TL’ye, araştırma görevlilerinin maaşlarının da 2 bin 203 TL’den 2 bin 932 TL’ye çıkarılmasını istedik. Bu rakamlar verildiğinde rekabet eden bir akademisyen ailesine kavuşacağız. YÖK’ ü de kapsayan, içine alan çalışmayı daha sonra yapalım demiştik” dedi.

ÜNİVERSİTELİ İŞÇİLERİN İSTEDİKLERİ ÜNVANLAR VERİLMELİ

Üniversiteli işçilerin sorunlarının çözülmesi için de mücadele ettiklerini ifade eden Başkan Gündoğdu, “Sayısı çok değil ama belediyelerde ağırlıklı olarak mühendis, avukat, mimar olarak çalışan üniversiteli işçiler dediğimiz, memuriyet işi yapan arkadaşlarımız var. Bunlar da yaptığı işe uygun, unvan istiyorlar. Yaptıkları işe uygun unvanı kazanmaları için mücadelemiz devam edecek” dedi.

“DERSHANELER KAPATILMAMALI KAPANMALI”

Genel Başkan Gündoğdu, dershanelerin kapatılacağı yönündeki haberlerin sorulması üzerine, “dershaneler kapatılmamalı, kapanmalı” diyerek cevap verdi. Gündoğdu, konuyu eğitim sendikası olarak ele aldıklarını ve olaya eğitim boyutu ile baktıklarını söyledi. Konuyla ilgili bir rapor hazırlığında olduklarını ve raporun yüzde 80’inin şekillendiğini belirten Gündoğdu, “Dershane sebep değil, sonuçtur. Devletin görevi eğitimde fırsat eşitliğini dört dörtlük sağlamaktır. Bugün eğitim sisteminin, alt yapı, müfredat ve öğretmen gibi 3 ayağı var. Alt yapıda mükemmel bir ilerleme var, müfredat oldukça iyi ilerliyor ama öğretmen açığı bakanın açıklamasına göre 127 bin. Bu açığın bölgeler arası dağılımına bakıldığında Haymana ile Diyarbakır cezalı bir konumda” şeklinde konuştu. 

Dershanelerin sistemin boşluğundan doğan merkezler olduğunu yineleyen Gündoğdu, şu değerlendirmede bulundu: “Kaliteli eğitimi vererek, dershanelere ihtiyacı hissettirmeyecek bir yapıya gelmek lazım. Dolayısıyla işimiz kaliteli eğitimi veriyor hale gelmek olmalı. Eğer okullar diploma doldurma merkezi, öğretmenler de diploma doldurma memuru olmaktan çıkarılır, hayata hazırlama merkezi haline getirilirse dershanelerin konuşulmayacağı bir ortama gireceğiz diyorum. Kısa bir cümle olarak, ‘dershaneler kapanmalı, kapatılmamalı’. Yani eğitimde öyle bir kaliteye ulaşmalıyız ki dershanelere ihtiyaç hissetmemeli vatandaş. Bunu yaptığımız zaman zaten dershane çok geri planda kalacaktır.”

Bugün eğitimin daha önemli sorunları olduğunun altını çizen Gündoğdu, Doğu ve Güneydoğu'da yaptıkları bölge toplantılarında elde ettikleri izlenimleri Milli Eğitim Bakanı’na ilettiklerini dile getirdi. Gündoğdu, “Sadece Ağrı’da 2 bin 200 öğretmene ihtiyaç var. 15 gün önce Diyarbakır’daydık, o bölgede de 14 bin 500 öğretmen açığı var. Boş geçen dersler bu ülkenin çocukları ve bizim için kaybımız. Bir de ücretli vekil öğretmen olarak bu derse girenlerin yanlış insanlar olduğunu düşünün, bunu devletin önlemesi lazım.” sözlerini dile getirdi. 

 

  • PAYLAŞ :